Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Türkiye’nin deprem haritasıyla ilgili uyarılarda bulunarak Türkiye’nin 24 ilinin diri faylar üzerinde yer aldığını belirtti ve özellikle zamanlama açısından en tehlikeli olan 2 fay hattını açıkladı.
Türkiye, jeolojik yapısı gereği düzenli olarak deprem riski altında bulunuyor. Son olarak Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Türkiye’nin deprem haritası üzerine çarpıcı uyarılarda bulundu. Tüysüz, Türkiye’nin 24 ilinin diri faylar üzerinde yer aldığını belirterek, özellikle Ege Bölgesi’nde bulunan şehirlerin büyük bir kısmının bu risk altında olduğunu vurguladı.
Batı Anadolu’daki riskli bölgelere dikkati çeken Tüysüz, fay hatlarının genellikle düz ovalarda oluştuğunu ve bu bölgelere insanların yerleştiğini ifade etti.
Türkiye genelinde 110 ilçenin ve 24 ilin diri faylar üzerinde bulunduğunu dile getiren uzman, Balıkesir’den başlayarak İzmir’e, Muğla’ya ve Denizli’ye kadar uzanan bölgelerde riskin yoğun olduğunu belirtti.
Marmara ve Bingöl Yedisu’daki zamanlamaya dikkat!
Tüysüz’ün uyarıları arasında özellikle dikkat çeken noktaların başında Marmara Denizi ve Bingöl Yedisu fay hatları geldi. Marmara Denizi çevresindeki fay hattının 1766’da iki önemli deprem yaşadığını ve bu bölgede yeniden bir deprem beklendiğini ifade eden Tüysüz, ayrıca Bingöl Yedisu’da da benzer bir riskin bulunduğunu dile getirdi.
Kısa Dalga’dan Demet Bilge Erkasap‘ın haberine göre; Bursa’da yakın zamanda keşfedilen 95 kilometre uzunluğundaki aktif fay hattına da değinen Tüysüz, bu fayın 7’den büyük bir deprem üretebileceği uyarısında bulundu. Şehrin iç kesimlerinden geçen bu fayın potansiyel riski değerlendirilerek detaylı araştırmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
İstanbul’da en kalabalık ilçeler en tehlikeli alanlar
İstanbul’un deprem riski konusunda da açıklamalarda bulunan Tüysüz, kentin en yoğun nüfusunun bulunduğu bölgelerinin en riskli alanlar olduğunu belirtti.
Eminönü’nden Silivri’ye kadar olan sahil şeridinin, Bakırköy, Yeşilköy, Eminönü ve Fatih gibi bölgelerin özellikle risk altında olduğunu dile getiren uzman, bu bölgelerdeki yapı stokunun depreme dayanıksız olduğunu ve ciddi hasarlarla karşılaşabileceğimizi ifade etti.