1927 yılında Rus bir göçmen tarafından kurulan Fransız havyar evi Caviar Kaspia onca yıl tek bir şubeyle var olduktan sonra tüm dünyadan gelen müşterilere teşekkür etmek fikriyle yola çıkarak 2021 yılı itibarıyla dünyaya açılmaya başladı. Oksijen’den Zeynep Atmaca’nın haberine göre, markanın yedinci şubesi ve aynı zamanda dünyadaki ilk resort restoranı ise Kaspia by the Sea adı altında Maxx Royal Bodrum Resort’da açıldı. Markayı tek şubeli klasik bir restorandan Jacquemus, Off-White gibi markalarla işbirlikleriyle ters köşe yapan, Beyoncé, Jay-Z, Rihanna, Tom Ford, Gigi Hadid gibi isimlerin favori adreslerinden biri haline getiren isim ise markanın İspanyol CEO’su Ramon Mac Crohon.
MARKAYA GEÇTİKTEN SONRA NELER YAPTINIZ?
Caviar Kaspia yüz yıllık bir marka, benden önce buradaydı ve benden sonra da burada olacak. Bu elması parlatıp bir mücevher haline getirdim. Gördüğünüz gibi, Bodrum’da denizin üstünde bir mücevher. Caviar Kaspia zaten zamansız ve klasik bir mekan olmaya devam ediyor, bu insanların sevdiği bir şey. Zamanın durduğu bir yer. Günlük sorunlar dışarıda kalıyor. Buraya geliyor ve başka bir dünyaya giriyorsun. Yani hedef modernize etmek değil, onu gençleştirmekti… Biraz tozunu almak.
23 yıl önce geldiğinizde sadece Madeleine’deki şube vardı, sonra ne değişti?
Hikaye şu ki, Kaspia 90 yaşına girdiğinde, tıpkı bir rock grubu gibi bir dünya turu yapmaya karar verdim. Hareket halinde bir Caviar Kaspia yarattım ve pop-up’lar yaptık. Tüm dünyadan yıllar boyunca Paris’e gelen müşterilere bu sefer de Caviar Kaspia gitsin ve onlara teşekkür edelim istedim. New York, Monaco, Londra, Roma, Riyad ve Saint-Tropez’de başladık. Bunun çok iyi işlediğini ve çok iyi karşılandığını gördüm. Pandemi zamanı çok düşündüm, artık markayı ihracat zamanı geldi. İşte o zaman Dubai fırsatları ortaya çıktı, çünkü COVID sırasında Dubai gerçekten açık olan tek yerdi. Uluslararası genişleme Dubai ile başladı, ardından Sao Paulo geldi, sonra Los Angeles, New York, Londra ve şimdi Bodrum. Bodrum Paris’le birlikte yedinci şubemiz oldu.
“Her şubede havyarlı patates aynı Limoges tabakta, aynı inci kaşıkla servis edilir”
KENDİNİZİ 23 YIL ÖNCE PARİS’TE NASIL BULDUNUZ?
Madrid’de doğdum, Porto Rico’ya taşındım, sonra İsviçre ve Boston’da okudum, orada eşimle tanıştım ve Miami’ye taşındık. Kendi pazarlama şirketimi kurdum ve tüm öğrendiklerimi ve pazarlama deneyimimi Kaspia’ya geldiğimde uyguladım. Herkes Kaspia’yı tanıyordu, ama müşterisi biraz yaşlıydı ve biraz canlılığa ihtiyacı vardı. İlk yaptığım şey, öğrendiğim tüm markalaşma, pazarlama ve iletişim bilgilerini uygulayıp tamamen farklı bir görsel evren yaratmak olduğu. Mesela Bodrum’da zemini denizle uyumlu olması için turkuaz olarak boyattım. Her bir restoran çevresine uyum sağlar, ama hepsinin ortak bir paydası var. Her şubede havyarlı patates aynı Limoges’dan gelen porselen tabakta aynı inci kaşıkla servis edilir.
YENİ ŞUBELERİN EKİPLERİNİ NASIL EĞİTİYORSUNUZ?
Bizde her şeyin bir ritüeli var. Her zaman söylerim “Bir tiyatro sahneliyorsunuz ve insanlar buraya sizi görmeye geliyor.” Daha sonraki etapta Paris ekibim yeni açılan şubeye eğitim vermeye geliyor. Paris şubesini yöneten Guillaume şu an burada mesela. Ekibin müşterilerin Paris’te nasıl tepki verdiğini görmeleri çok önemli. Paris’te çok yüksek bir hizmet seviyesi söz konusudur ama bir yandan da bir aile restoranı gibidir. Yani Michelin yıldızlı bir yere benzemez, çok samimidir. İnsanların sevdiği şey de bu, bir de onlara yıllardır aynı garson servis verir, çalışan sirkülasyonu çok az olduğu için şanslıyız. Ben zaten her zaman müşteri sadakati oluşturmak için önce çalışan sadakati oluşturmanız gerektiğini söylerim.
PEKİ LOJİSTİK ÜRÜNLER HEP AYNI KAYNAKTAN MI GELİYOR?
Hayır, çünkü bu özellikle Türkiye’de karmaşık bir konu, gümrükler, vergiler, her şey daha zor. Görsel deneyimi temsil eden her şey Paris’ten geliyor. Gıda ürünlerine gelince şefimiz önceden geliyor ve buradaki tedarikçilerden seçim yapıyor. Türkiye’de harika balık tedarikçileri var. Bizim için en önemli şeylerden biri de havyar. Elimizden geldiğince, her zaman tüm dünyaya aynı havyarın ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz.
HAVYAR HEP VOTKAYLA MI TÜKETİLMELİ?
Şampanya ve Votka. Hatta kendi votkamız var, yakında burada da müşterilerimize sunabileceğiz. Kaspia’nın güzel yanı, farklı imkanlar sunması. Paris’e ilk geldiğimdeki hedefim insanları eğitmekti: Kaspia havyarı hem ucuz hem de çok pahalı olabilir. Sen seçersin. Paris’te bizde yiyecekleri bir somon ve salata Paris’teki birçok moda restorana göre hesaplı olabilir. Havyar ve Caviar Kaspia kelimelerinin zihinlerde yarattığı engeli kırmak için çok uğraştık. Yaşlı insanlar, genç insanlar, çok zengin insanlar, daha az zengin insanlar, sadece deneyim için gelip bir yengeç salatası sipariş edenler var. Benim için tüm misafirler eşit olduğu gibi, o çeşitliliğin var olmasını istiyorum. Ben sadece zenginlerin ya da moda dünyasının geldiği bir restoran olsun istemezdim.
BİR SONRAKİ DURAK İSTANBUL
BODRUM FİKRİ NEREDEN DOĞDU?
Tıpkı diğer tüm fırsatlar gibi, organik olarak gerçekleşti.Ben her zaman insanlarla, müşterilerle arkadaş gibi ilişki kurmaktan keyif alıyorum. Bu fırsatta bana arkadaşıma dönüşen bir müşterim tarafından sunuldu. Mesela burada Begum Kahn ile yaptığımız işbirliği de onun iyi bir örneği, kendisi amcasıyla Paris’teki Kaspia’nın iyi bir müşterisiydi. Aynı şekilde, Off-White ile yaptığımız işbirliği de Virgil Abloh’un çok iyi bir arkadaşım olmasından doğmuştu, o iki markayı bir araya getirmeyi önerdi çünkü bu kimsenin bekleyeceği bir şey değildi. Casablanca, MGM, Giambattista Valli, restoranların lokasyonları…Hepsi hep kişisel ilişkilerimden doğdu. Güzel, sağlıklı, ama aynı zamanda doğal olan bu bence. Ve ben, bu şekilde bir şeylerin daha iyi işlediğini düşünüyorum.
Türkiye’deki pazar ve müşteriyle ilgili söyleyecek bir sözünüz var mı?
İstanbul’u çok seviyorum ve o sebeple şimdilerde İstanbul’da mümkün olan en iyi yeri bulmaya çalışıyoruz. Türk müşterisine gelince onları zaten Paris’ten ve başka şubelerden tanıyorum ve dediğim gibi, her zaman büyüleyici, çok tutkulu biraz da abartılılar, ki bu da benim sevdiğim şey, hem de çok. Çok eğlenceli, Türk müşteri kitlemiz var. Bodrum’da da Türkler olmasına rağmen, yaz için gelen daha fazla uluslararası insan olduğunu düşünüyorum. İstanbul ise daha yerel. Bence küçük bir Kaspia’nın İstanbul’da yeri olabilir.
MAX ROYAL BODRUM
115.000 m² alan üzerine kurulu tesis; Süit, Royal Suit, direkt havuza geçiş imkanı sunan Laguna odalar ve villalardan oluşan 282 odasıyla konforlu ve lüks bir tatil deneyimi sunuyor. Tüm misafirlere Maxx Asistan hizmeti verilirken villa misafirleri Butler hizmetinden de yararlanabiliyor.
patronlardunyasi.com