Çanakkale’nin Biga ilçesinde dün saat 16.09’da Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi’nin (AFAD) verilerine göre, 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler ve ÇOMÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden yaşanan deprem hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“HERHANGİ BİR FAY YA DA FAYLARA ETKİ ETMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Depremin Biga Yarımadası’nın sismotektoniği oldukça yoğun bir bölgesinde gerçekleştiğini söyleyen ÇOMÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, daha önce tarihsel dönemde büyük bir depremin oluşmadığı, mikro depremlerin kümelendiği bir bölgede sarsıntının oluştuğunu dile getirdi.
“Yaklaşık 4 Şubat gününden 4i6 büyüklüğündeki depreme kadar büyüklüğü 0,8 ile 3,1 arasında değişen çok sayıda depremleri biz gözlemliyorduk. Bu alanda ciddi bir gerilmenin olduğu şüphesi bizde vardı.” diye konuşan Bekler, “Bu da yeni bir fayın üretebileceği ya da yeni bir faylanmanın başladığıyla alakalı çalışmalara ışık tutacak nitelikte. 4,6 büyüklüğü özellikle de biz yer bilimciler için orta büyüklükte bir deprem hatta daha da küçük bir deprem. Dolayısıyla yapısal hasar verecek niteliklere sahip değil.” dedi.
Bunun dışında bu depremin ana şokuyla beraber ciddi anlamda orada bir kırılmayı oluşturduğunun da altını çizen Bekler, “Dolayısıyla ne kendi alanında ne de çevresindeki herhangi bir fay ya da faylara etki etmesi söz konusu değil. Dolayısıyla oldukça küçük dar bir alanda meydana gelen deprem kümelenmesinin sonucu olarak deformasyona uğramış bir alanı kapsayan bir depremle karşı karşıyayız.” dedi.
“MÜNFERİT DEPREM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Bu bölgede yaklaşık bir aylık sürede 150’i aşan büyüklükleri 2,0 ile 3,0 arasında değişen büyüklükte depremlerin yaşandığını söyleyen ÇOMÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, “Çok dağınık bir alanda bu deprem dağılımları. Dünkü olan deprem de bu dağınıklığın hemen hemen ortasında bir noktaya denk geliyor.” ifadelerini kullandı.
Bu bölgede Türkiye’nin fay haritasından da hepimizin bildiği üzere bir aktif fayın olmadığını vurgulayan Özden, “Hemen güneyinde Çan, Biga fay hattı, kuzeyinde ise Karabiga fay hattı var. Bu bölgede haritalarda yer alan bir fay hattı yoktur. Özellikle şunu belirtmek isterim ki, ülkemiz coğrafyası içerisinde deprem kuşağı içerisinde yaşıyoruz. 5 büyüklüğüne kadar hemen her yerde deprem olabilir.” diye konuştu.
Özden, şöyle devam etti:
“Aktif tektonik ile ilişkili olmayan alanlarda da bu büyüklüğe yakın depremlerin olduğunu biliyoruz. Bugünden bakınca geçmiş bir aylık süre içerisinde öncü depremlerin olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla dünkü deprem bir ana şok niteliğindeydi ve devamında da 3,8 ve 3,6 büyüklüğünde artçı depremleri yaşadık. Onun dışında da çok yoğun bir ‘after şok’ dağılımı yoktur. Ben de bu depremin bir münferit deprem olduğunu düşünüyorum, devamının olacağını tahmin etmiyorum ama kesin bir ifade kullanmamak kaydıyla izlemekte fayda var. Bilimsel olarak depremi izleyeceğiz. Önümüzdeki birkaç zaman içerisinde bu bölgedeki aktivitenin nasıl devam ettiğini izleyeceğiz.”
“BU TÜR SARSINTILAR HER ZAMAN HER YERDE OLABİLİR”
Deprem hepimizi etkilediğini söyleyen Özden, “Dün, ben de yaşadım aynı depremi 15 saniye sürdü. Uzun sürdü. Bir sarsıntı olduğu zaman hepimiz bu anlamda korkuyoruz ama söylediğim gibi bir yaşadığımız coğrafya bu anlamda kolay bir coğrafya değil, aktif faylar var. Dolayısıyla bu aktif fayların arasında kalan bir alan. Bu tür sarsıntılar her zaman her yerde olabilir. Bu anlamda tabi sakin kalmayı başarmak lazım. Bu depremler eninde sonunda sona erecektir.” dedi.