Fenerbahçe erkenden 1-0 öne geçtiği maçta son dakikalarda İsmail Kartal’ın yaptığı Fred-Zajc ve İrfan Can Kahveci-Cengiz Ünder değişiklikleri ile oyunun tüm sahadaki ve psikolojik hakimiyetini rakibi Olympiakos’a teslim etti. Penaltı atışlarında kaleci Livakovic harikalar yaratmasına rağmen, “Penaltı kullanmayı unutan” Fenerbahçeli oyuncuların stresli atışları sonrası Olympiakos turladı.
“Ben sağlıklı, odaklı bir Becao ve Djiku ikilisini savunmanın göbeğinde yan yana izlemeyi her şeyden çok özlemişim” dedim ilk yarım saat itibariyle… Futbol oynayanlar ve en çok da -zamanında benim de yaptığım gibi- belli bir lig kademesinde kaleci olarak görev yapanlar şunu çok iyi bilir… Takımın geriden başlayarak ‘tam güveni’ varsa, ileride işler zaten bir şekilde çözülür…
İşte kaleci Livakovic’e; Becao ile Djiku’nun varlığı bu güveni sağlıyordu. Geriden yansıyan güven de sarı lacivertlilerin her üyesine baştan sona sirayet ediyordu sanki…
HER ŞEYİ SIFIRDAN BAŞLATMAK…
İlk maçta Atina’da Olympiakos’un Fenerbahçe’ye uygulamaya çalıştığı ön alan baskısına bu kez İsmail Kartal’ın öğrencileri rakibi maruz bıraktı. Erken gelecek bir gol her şeyi değiştirebilir, 3-2 geride olunan tur skorunu 3-3’e getirip her şeyi sıfırdan başlatabilirdi.
Ferdi Kadıoğlu’nun sol kanattaki çalışkanlığı yine sadece savunmayla kısıtlı kalmadı. Kanarya gümbür gümbür Olympiakos kalesine giderken Ferdi ile Tadic’in geçiş oyunları çok değerliydi.
OLYMPIAKOS SAVUNMASI UYUTULDU
Bu ikilinin sol kanattaki büyük emekleri rakibe savunmanın sağ tarafını savunmayı âdeta unutturdu. Fenerbahçe, Podence tehlikesine karşı Osayi’yi hiç geriden çıkarmadı -İrfan Can Kahveci de arkadaşına geriye gelip destek verdi- ancak Ferdi soldan şov yaptı!
Oyunun akışının çok hızlı değişmeye başladığı ve Oly defansının uyuduğu bir anda soldan gelişen atak bir anda topun Szymanski’yle merkeze gelmesi sonrası yön değiştirdi. Defansın arka kısmında kendini unutturan İrfan Can Kahveci topla buluşup sol ayakla klasik müthiş vuruşlarından birini yapıp kaleciyi mağlup etti ve Kadıköy’de coşku başladı: 1-0.
ÖZLEDİĞİMİZ FENERBAHÇE’NİN AYAK SESLERİ…
Çeyrek final etabının ilk karşılaşmada kart cezası sebebiyle göre yapamayan Podence, yani Olympiakos’un en yaratıcı oyuncusu bu karşılaşmada sahadaydı. Ancak Osayi Samuel, İsmail Yüksek ve İrfan Can Kahveci onun için öyle bir alan daralttı, sertlikleriyle Podence’i öyle bir bezdirdi ki; başarılı oyuncu pek bir varlık gösteremedi ilk yarı boyunca…
İsmail Yüksek’in orta sahadaki varlığı, Fred’in birinci ve ikinci bölge ile yer yer de üçüncü bölgeyi bağlayan hamleleri, özlediğimiz Fenerbahçe’nin ayak sesleri demekti.
HER ŞEYİN KONTROLÜNÜ VERMEK ZORUNDA KALDILAR
Hücumlara karşı 11 kişiyle kapanan, 11. dakikada İrfan Can Kahveci’nin golü gelene dek vakit geçirmeye oynayan Olympiakos her şeye rağmen sert bir takım dokusu sergileyemedi. Topun ve maçın akışının kontrolünü Fenerbahçe’ye vermedi Olympiakos, vermek zorunda kaldı…
As kadroyla, odaklanmış şekilde, kendi seyircisinin önünde yeşil sahaya adım atan bir Fenerbahçe’nin önünde durabilecek kalitede değil Olympiakos… Podence, Fortounis ve El Kaabi gibi bireysel yeteneklere mahkum kalan Yunan ekibi, İstanbul’da ara geçiş kablolarını bir türlü birbirine bağlayamadı.
RODRIGO BECAO DUVARI…
1-0 öne geçmesine rağmen temkinli futbolu elden bırakmayan temsilcimiz Fenerbahçe, soğukkanlı bir oyun sergilemeyi sürdürdü. Devrenin sonuna doğru özellikle 35. dakika sonrası, tempolu oyun sarı lacivertli yıldızları doğal olarak biraz yordu. İleri uçta yapılan top kayıpları sonrası geçiş hücumlarıyla maça ortak olmaya çalışan Olympiakos’un önünde Rodrigo Becao duvarı belirdi. Gerideki duruşundan taviz vermeyen Kanarya, “İkinci devre ileride daha iyi neler yapılabilir?” düşüncesiyle soyunma odasının yolunu tuttu. Konuk Olympiakos’un ise sahada silik bir performans ortaya koymanın ağırlığını omuzlarında hissettiği belliydi.
ORTA SAHAYI GARANTİYE ALDILAR
İkinci devreye başlarken merkezi kuvvetlendirmenin maçın en önemli şifrelerinden biri olduğunu bilen Olympiakos, 3 orta sahaya döndü. Yunan ekibi orta sahada bir tür hakimiyet kurdu ve bu nedenle Fenerbahçe’nin rakip kaleye gidişleri seyreldi. Ferdi ve Dzeko ile baskı kurarak başladığımız ikinci devrenin başlarında birkaç kez tehlike yaratır gibi olduk. Yine de elle tutulur, gole çok yaklaştığımız ya da ıskaladığımız herhangi bir durum yaşanmadı.
VAKİT GEÇİRME ÇABALARI ÇOK BARİZDİ
Rakibin en kritik yıldızlarından biri olan Podence, 60’lı dakikalarda önce sarardı, sonra kenara geldi. Bu da Fenerbahçe’ye derin nefes aldırdı. Geride temaslarda bulunan Becao ilk yarıda bıraktığı yerden alanını başarıyla tutmaya devam etti.
Konuk takım bulduğu her fırsatta vakit geçirmeye çabalıyordu. Maçı bir şekilde uzatmalar ve hatta penaltılara taşıma derdinde olduğunu her hâlinden belli ediyorlardı.
VE BATSHUAYI HAMLESİ GELDİ
Kronometreler 65. dakikayı gösterirken Olympiakos’un Fenerbahçe kalesine isabetli şutu dahi yoktu. Rakibin ekmeğine yağ sürmeden, maçı uzatmaya götürmeden bitirmek isteyen İsmail Kartal, 74’te Dzeko’nun yerine Batshuayi hamlesini yaptı.
Takımın bu sezonki ‘nöbetçi golcüsü’ Batshuayi sahaya adım attıktan sonra hücumda doğal olarak hareketlenmeler yaşanmaya başladı. Oyunun iki takım adına da temposu son 15 dakika başlangıcında arttı ve orta sahalar artık çok kolay geçilebilir hâle geldi.
FRED ŞOKE OLDU… BU İKİ DEĞİŞİKLİĞİ MENDILIBAR BİLE YAPMAZDI!
Bir türlü gol çıkmayan karşılaşmada oyunun uzatmalara kalacağı iyice belli olmaya başladı. Dakikalar 87’yi gösterirken en anlam veremediğim hamle gerçekleşti. İsmail Kartal, Fred ve İrfan Can Kahveci’yi oyundan alıp yerlerine Zajc ile Cengiz Ünder’i koydu. Hadi İrfan yorulmuştu ama; rakibin oyunu sıkıştırdığı maçta her an kilidi açabilecek süper starın Fred’i oyundan almayı bana hiç kimse açıklayamaz! Fred de zaten kenara gelirken şok yaşadı ve İngilizce, “Neden” diye kenara bağırdı. Sahiden Zajc değişikliği ile ne amaçlandı, İsmail Hoca’nın da bunu tam bildiğini düşünmüyorum.
İSMAİL HOCA KENDİ AYAĞINA SIKTI! ÖLÜ OLYMPIAKOS DİRİLDİ!
Olympiakos hatlarının arasına sızabilecek, gir-çık yapıp denge bozabilecek, en kötü gününde bile her an fark yaratabilecek Fred’in oyundan alınmasının gölgesinde girdik ilk uzatma devresine… Ölü Olympiakos, İsmail Kartal’ın Zajc değişikliği sonrası dirildi. Zajc ile Fenerbahçe geriye yaslandı. Oly’nin savunmada zorlandığı ve çekinip geriye yaslandığı tek isim Fred’di. Dakikalar 103’ü gösterirken oyunun tek hakimi olan Yunan ekibinin önüne Livakovic’in kurtarışı ve direkten dönen top, sonrasında Djiku’nun çizgiden çıkardığı top engel oldu. 90 dakika bitmeden yapılan değişiklikleri anlamak mümkün değildi!
KAMBERSİZ DÜĞÜN OLMAZDI!
Uzatmaların ikinci devresinde Krunic de Szymanski’nin yerine oyuna girince, “Kambersiz düğün olmaz!” dedim… Fenerbahçe sezonun en kritik son 15 dakikasına penaltılara gitmek istercesine; İsmail Yüksek, Zajc ve Krunic orta sahasıyla girdi. Takımın kendi evinde 1-0 önde olduğu bir maçta bu şekilde ilerlemesi, bana göre neresinden bakarsanız bakın inanılır gibi değil gerçekten… Tadic ile kritik bir gol kaçıran Fenerbahçe, yolculuğunu penaltılara doğru sabitledi. Açıkçası bu durum Olympiakos’un da ekmeğine yağ sürüyordu. Gol çıkmayınca yarı finale umutları penaltılara kaldı.
TEK BEKLENTİM LIVAKOVIC’TENDİ…
Daha önce Hırvatistan Milli Takımı ile penaltılarda harikalar yaratan kaleci Dominik Livakovic, şahsen geriye kalan tek umudumdu. İsmail Kartal’a rağmen 1-0’lık skorun bozulmamasını sağlayan Fenerbahçe, iki uzatma devresinde ağırlık koyup varlık gösteremedi.
Takımın psikolojik ve saha içi üstünlüğünü kesinlikle Fred-Zajc ve İrfan Can Kahveci-Cengiz Ünder değişiklikleri sonrası rakibine veren Fenerbahçe; penaltılarda kendi evinde bu enkazı kaldıramadı. Ve sarı lacivertli ekip UEFA Konferans Ligi’ne göz göre göre veda etti…