Kayıp yakınları: Biz her akşam o enkazın altında kalıyoruz

Maraş merkezli depremlerin üzerinden bir yılı aşkın süredir geçmesine rağmen onlarca aile kayıplarını arıyor. Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınları Derneği (DEMAK) Başkanı Selahattin Kaban halen 43’ü çocuk 144 kişinin kayıp olduğunu söylüyor.

Depremde yakınlarını yitiren yüzlerce aile bir yandan ölümlerin ardından yas tutarkeh bir yandan da enkaz kaldırma çalışmalarının tamamlanmasına rağmen bulunamayan yakınlarını arıyor. CHP’nin Mart 2023’te, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Ekim 2023’te, İYİ Parti’nin ise Ocak 2024’te depremde kaybolanlara ilişkin verdikleri Meclis Araştırması önergeleri AK Parti ile MHP’nin oylarıyla reddedilmişti.

Son olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün “kaçırılan ve depremde kaybolan” çocuklarla ilgili soru önergesini yanıtladı. Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre Göktaş, şu bilgileri verdi:

“Bakanlığımızca deprem felaketi nedeniyle ailesinden ayrı düşmüş/refakatçisi olmayan 1912 çocuk Aile Bilgi Sistemi Afet Yönetim Çocuk Modülü’nde kayıt altına alınmıştır…. Yapılan DNA eşleşmeleri ve kimlik kontrolü, kimliklendirme ve mesleki çalışmalar sonucunda 1874 çocuk ailesine/aile yakınlarına teslim edilmiştir… 22 çocuk bakanlığa bağlı kuruluşlardadır. Bakanlık kayıtlarında bulunan 16 çocuğun hayatını kaybettiği belirlenmiştir..

Bakanlık çocukların bazı vakıflara gönderildiği iddiasını da reddetti, açıklamada, çocukların hiçbir şekilde üçüncü şahıs, kurum, dernek, vakıf gibi yerlere yerleştirilmediği ileri sürüldü.

SELAHATTİN KABAN: DNA ÖRNEĞİ ALINMADAN DEFNEDİLENLER VAR

Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınları Derneği (DEMAK) Başkanı Selahattin Kaban ise Gezete Duvar’a yaptığı açıklamada halen 144 kişinin kayıp olduğunu, bu kişilerden 43’ünün çocuk olduğunu belirtti.

Depremde Maraş Elbistan’da yaşamını yitiren ve 1 yıldır kayıp olan 2.5 yaşındaki Alya Kılınç’ın Elazığ’da defnedildiği ortaya çıkmıştı. Elazığlı bir ailenin kendi çocukları sanarak Alya bebeği memleketlerinde defnettikleri, kendi çocuklarının ise Maraş’taki kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşılmıştı.

Bu olaya gönderme yapan Selahattin Kaban “Çoğu kişi benim cenazemdir diye ölen kişilerin cenazelerini memleketlerine götürüp orada defnetti. Bu durumda olan cenazelerden DNA örneği de alınmadı. Ondan dolayı bir karışıklık var diye düşünüyoruz. Bu nedenle fethi kabir çalışması yapılması gerektiğini söyledik. Çalışmalar yapılıyor ama süreç çok yavaş ilerliyor” dedi.

Kaban, Meclis’ten bir araştırma komisyonu kurulması istediklerini de belirtirken “Çünkü kayıpların 43’ü çocuk. Bu çocukların içinde hayatta olanlar da vardır. Bunlar ne yer ne içer? Kimin elindeler, kötü emelleri için kullanan kişilerin elinde mi, ya da iyi bir ailenin elinde mi? Çocukların aileleri perişan” ifadesini kullandı.

BULUT ÖZGÜL: ENKAZDAN HERKESİ ÇIKARDIK, EŞİMİ VE ÇOCUĞUMU BULAMADIK

Deprem sırasında yurt dışında olan Bulut Özgül de yakınlarını bulamayan ailelerden. Bulut Özgül 32 yaşındaki eşi Nagihan Merve Özgül ve 2 yaşındaki kızı Esile Özgül’ü arıyor. Hatay Antakya’daki Rönesans sitesinde oturan ailesinin yanına depremden 12 saat sonra ulaştığını belirten Bulut Özgül yaşadıklarını şöyle anlattı:

Deprem sırasında evde eşim, çocuğum ve kayınvalidem vardı. A2 Blok 138 numaralı dairede kalıyorlardı. Evin olduğu yere gelince şoke oldum. Kesinlikle yıkılmayacak denilen bir bina…9 büyüklüğündeki depreme dayanacağı söylenen bina yıkılmıştı. Enkazın altından sesler geliyordu. Hemen kendimi toparlamam lazımdı. Sitenin sağında bir petrol istasyonu vardı. Oraya cenazeleri koymuşlardı. Önce oradaki cenazelere baktım, ailemi bulamadım. Enkazda 28 gün boyunca çalıştık. Enkazın içine tüneller açtık, içine girdik. Bir çok kişi çıkardık. Kayınvalidemin cenazesini 9. gün buldum. Daha sonra detaylı aramalar bitti, enkaz kaldırıldı. Eşim ve kızımın cenazesine ise ulaşamadım. Daha sonra bana ulaşan bazı görgü tanıkları depremin ilk anından sonra sarışın bir kadının kucağında bebekle arka tarafa doğru gittiğini söyledi. Benim eşim sarışın. Bizim binada tüm cenazelere ulaştık bir tek eşim ve çocuğuma ulaşamadık.”

‘7 AYDIR İL İL GEZİP EŞİMİ VE ÇOCUĞUMU ARIYORUM’

Bulut Özgül, yaralı olan eşinin ve çocuğunun bir şekilde ya hastaneye ya sevgi evine kaldırıldığını düşünerek il il arama yapmaya başladığını şöyle anlattı:

“Akıl sağlığımızı koruyarak bir plan yaptık ve o plan doğrultusunda Adana’dan başladık aramaya. Adana’daki çocuk evleri, sevgi evleri, Adana’daki hastaneler, Yüreğir’deki hastaneler, özel hastaneler…7 ay işe gitmedim, 7 ay raporluydum. an’a gittim, Elazığ’a gittim… İhbarlar geliyor, hepsine gidiyorum. Örneğin İstanbul’dan ihbar geliyor. Hemen İstanbul’da nerede görüldü, ne yaptı, oraları incelemeye çalışıyoruz. Yok, Sakarya’da görüldü, Sakarya’ya müdahale olmaya çalışıyoruz. Yani hep bu şekilde devam etti. Belki vefat edip defnedilmişerdir. (Alya Kılınç örneğini hatırlatarak) okuyoruz işte Maraş’ta ölmüş Elazığ’da gömülmüş. Yani düşünün bebek vefat etmiş ama bize umut oluyor. Yani bu da çok acı bir şey. Ama biz her akşam o enkazın altında tekrar kalıyoruz, yaşamaya o enkazda devam ediyoruz. Tek istediğim Fethi Kabirlerin bir an önce hızlandırılması… Demek ki hala bir yerlerde çocuklar bekliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir